Ya Sanat Ya Hayat

Sanatçi, ister bir dahi olsun ister bütün zamanlarin en büyük yaraticisi, sonuçta ayni havayi soludugumuz benzer çeliskilerle bogustugumuz bir insandir. Sanat ve edebiyat filozofu Tzvetan Todorov, bir sanat eserinin ilettigi mesaj ile yaraticisinin hayat tarzi ve gündelik yasami arasindaki iliskiyi irdeleyerek çogu zaman unutulan bu basit ve temel gerçegi son derece yalin ve berrak bir dille hatirlatiyor.

Genelde hepimiz gibi “geçinmek için” eser üretmek zorunda olan sanatçinin gündelik yasamla iliskisini büyük ressam Rembrandt örnegini ele alarak aktaran Todorov, gerek ressamin tablo ve gravürlerinden bize uzanan insani degerleri gerekse siradan bir hayat süren bu ayni kisinin esleri, çocuklari, yakinlari ve komsulariyla arasindaki iliskiyi gözler önüne seriyor. Ya Sanat Ya Hayat, aslinda eserin de sanatçinin da ayni hayatin içinden beslenerek karsimiza çiktigini gösterirken ikilemi tersine çeviriyor: Hem sanat hem hayat!

Kitabin ikinci bölümünde ise, bu kez bambaska bir noktadan, sanat ile ahlak arasindaki yüzlerce yillik çatismadan yola çikan Todorov, Iris Murdoch üzerinden dünyaya, hayata duyulan sevginin hem sanatin hem de ahlakin temelinde yattigini gösterirken, yine hem sanat hem hayat demektedir.

Bunca karmasa ve kafa karisikligi içinde yasadigimiz, sanatla hayatin bagini çogu zaman kaçirdigimiz günümüzde, ayaklari saglam bir zemine basan açik ve net çözümlemeler, yorumlar okumak, hayata ve sanata yeniden inanç duymak isteyen herkese...