Üstümüzde Gökyüzü Altımızda Deniz

Gözlerimi kapatiyorum simdi. Dünyanin öteki ucunda seninle yan yana uyanacagim.

Avustralya, 1946. Yüzlerce genç kadin uzun bir yolculuga çikmak üzere. Onlari Ingiltere’de yepyeni bir hayat bekliyor. Nisanlilarina ya da kocalarina kavusmayi iple çeken bu kadinlarin tek ortak noktalari, savas zamaninda kalplerini Avustralya’da konuslanmis Ingiliz askerlerine kaptirmis olmalari.
On alti yasindaki çiçegi burnunda gelin Jean, mütevazi bir çiftçinin kivrak zekâli kizi Maggie, varlikli ailesiyle gösteris yapan Avice ve sessiz, melankolik hemsire Francis… Alti haftalik okyanus serüveninin, hayatlarini sonsuza dek degistireceginden ne bu dört kadinin ne de gemideki diger gelinlerin haberi var. Yine de hepsinin gözleri önünde bir gerçek duruyor: Bazen önemli olan varilacak nokta degil yolculugun kendisidir…

“Bu kizlar bir harika… Sonunu deliler gibi merak edip uykusuz kalacaksiniz!”
Morgenpost

“Tipki okyanusun dalgalari gibi bu roman da bitmeyen bir tutkuyla yükselip alçaliyor.”
The Times

“Enerjisiyle herkesi kendine çeken Üstümüzde Gökyüzü Altimizda Deniz herkese yazdan kalma bir gün yasatiyor.”
Mirror