Usta edebiyatçi Pinar Kür, Emin Köklü maceralarina Bir Cinayet Romani ve Sonuncu Sonbahar’dan sonra Cinayet Fakültesi’yle devam ediyor.
Bir özel üniversitede okul yönetimi tarafindan örtbas edilmeye çalisilan ve basina pek yansitilmayan pes pese süpheli ölümler kimsenin pek de bulasmak istemedigi bir konu. Ama uzun zamandir çekildigi inzivanin tadini çikaran emekli matematik profesörü Emin Köklü bir kez daha isin pesine düsmek zorunda kaliyor. Önce istemeye istemeye tabii, ama kaç kisi bir cinayeti çözme çagrisina direnebilir ki?
“(...) Hepsi, gelecekte bir siginagimiz olmadigi için... Gelecek sahiden yok mu? Her sey bitti mi? Bir vakitler mutluydum. En azindan, mutsuz degildim ve mutsuz olmamayi mutluluk saniyordum. Gün geldi tam tersini ögrendim. Bana hiç beklemedigim, hiç hayal etmedigim bir mutlulugu yasatan kadin, ilk kez gerçek mutsuzlugu tattirdi bana. Tattirdi, evet. Mutsuzlugun da bir tadi var. Vardi galiba. Çok da iyi hatirlamiyorum. Gökyüzüne baktim. Buranin gökyüzü ne kadar kalabalik! Yildizlar, yildizlar, yildizlar. Binlerce... Samanyolu, Büyük Kepçe, Küçük Kepçe, hepsi paril paril orada. Onlar orada, ben buradayim. Ben buradayim. Ve gecenin geri kalaniyla ne yapacagimi bilemiyorum.”
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade