Nazan Bekiroglu Nar Agacindan sonra merakla beklenen yeni romani Mücellâda bizleri 1920-1970li yillarin Türkiyesinden nostaljik bir hikâyeyle bulusturuyor. Mücellâ, genç Cumhuriyetle yasit bir kizin, unutulmus kumaslarin, kokularin, aliskanliklarin, igne oyalarinin, kimi yarim kalmis kimi tamamlanmis asklarin, hayati seyretmekle yasamak arasinda gelip giden kadinlarin romani. Zamanin daha agir aktigi, hayatin ritminin daha çok mahalle aralarinda karar buldugu vakitler. Gaz lâmbasinin isiginda içilen nohut kahvesinin agizda buruk bir tat biraktigi dönemler. Arka planda Türkiye, pek çok çalkantinin içinden geçerken bile kendini bildi bileli çeyiz isleyen bir genç kiz Mücellâ. Adim adim hayattan çekilirken bunu neredeyse hiç fark etmeyen... Neyi bekledigini bilmeden bekleyen... Derken günün birinde, kiyisinda kaldigi hayata son bir çabayla dönmek isteyen... Sümbül kokulu bembeyaz yastik kiliflari, kanaviçe isli peçeteler, uçlari fistolanmis havlular, çeyiz sandiklari arasinda… Hanimeli, yasemin ve leylâk kokulu yaz ikindileri gibi uzun kis gecelerinde de, ya çardagin altinda ya hep o soldaki pencerenin içinde... Mücellânin dupduru ve çarpici hikayesi. (Tanitim Bülteninden)
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade