Hiç

“Evet, her sey hiç! Her sey bir sabun köpügü! Saadet de öyle! Tutmak, yakalamak istediginiz zaman parmaklariniz birbirine sürünüyor. Ve ortada hiçbir sey yok. Ya ask! Ask nedir? O kadar kahir, o kadar elle tutulabilecek kadar muazzam bir istirabi olan bu ask nedir? Hiç, o da bir hiç, öyle degil mi?”Seza, küçük oglu Mehmet ve dadisiyla yasarken evli bir adam olan Atif’la iliskisi olur. Atif, ölen kocasinin ortaklarinda kalan parayi almasi için Seza’nin yurtdisina gitmesine yardim eder. Seza yurtdisindayken Atif’in basindan savmak için kendisini yurtdisina gönderdiginin farkina varir. Yurtdisinda bir taraftan kocasindan kalan parayi almaya çalisirken, bir taraftan da oglu Mehmet’in hastalanmasiyla hastane ve sanatoryumlarda vakit geçirmeye baslar. Her seye ragmen Mehmet’i kurtaramaz.