- -20%

Elinizdeki kitap ilkel sanatın temel özelliklerinin analizini sunmaya yönelik bir girişimdir. İnsanlık mağara duvarlarına ellerinin silüetlerini ve av sahnelerini resmettiği ilk andan itibaren çevresini ve sahip oldukları şeyleri güzelleştirmek için çaba harcamıştır. Dolayısıyla elimizdeki bulgulara dayanarak, bizim uygar toplumumuzda olduğu gibi ilkel insanların da güzele yönelik bir beğeni duyduklarını söylememiz mümkündür.
Bir antropoloğun tam olarak ne yaptığını düşünecek olursak vereceğimiz cevap, bu soruyla karşılaştığımız döneme göre farklılık gösterecektir. Hem göçmen hem de Yahudi olarak, Amerika’nın 19. yüzyılın sonlarındaki beyaz ırkı daha üstün gören evrimci antropoloji çevresinde çalışmalarını yürüten Franz Boas’a göre antropologlar ilkel insanların yaşantılarının ve isteklerinin ne olduğuna dair genel bir resim ortaya koyarlar. Ancak yeni kültürlere erişilen bu dönemde antropoloji için ilkel topluluklar yalnızca basit bir çalışma konusudur. İlk olarak Franz Boas’ın çalışmalarında gördüğümüz emik yaklaşım da böyle bir ortamın sonucu olarak ortaya çıkar. Çünkü Boas’a göre, ilkel insanlarla beraber yaşayan birisi ilkel toplum içindeki her bir kişinin, bizim olduğumuz kadar birey olduğunu görecektir. Dolayısıyla başka bir kültürü tanıyabilmek için onlara kendi kategorilerimizi dayatmamamız gerekir. Aksi halde birbirlerine ait olmayan biçimler bir araya getirilmiş olunur. Çünkü toplumlar evrimci yaklaşımın öne sürdüğü gibi benzer süreçlerden geçerek ilerlememektedir; Franz Boas’ın ortaya koyduğu yaklaşımlardan birisi de bu şekilde açıklayabileceğimiz kültürel göreliliktir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade