Bu kitapta, 1990’lar Türkiye’sinin kamusal yasaminda politik olanin üretimi incelenmektedir. Burada kamusal yasam terimi bir kurum, sinirlari olan bir ihtisas alani olarak degil, politik olani anlik, ele avuca sigmaz, sekil degistirmis halleriyle görmemizi saglayacak bir kategori olarak kullanilmaktadir. Kamusal yasamin bu sekilde kategorilestirilmesi, okurun, kamunun siyaseti hem üretip hem yeniden sekillendirdigi belirsiz bir politik alana girmesini sagliyor.
“Devlet birçok surette karsimiza çikiyor ve hep farkli kiliklara giriyor. Bir an kendini Cumhuriyet’in temsili ve aniti olarak meydanin tam ortasinda yükselen Atatürk heykeli kisvesinde gösterirse, bir sonraki an bir gazetecinin fotograf makinesinin flasinda belirir. Polis memurlarinin tehditlerinde temsil edilir devlet; gelip geçen yayalarin bakislarinda. Devlet, evinde oturmus ekranlari basinda haber tüketen insanlarin politik tahayyülünde dolasir. Günlük hayatin olaylari, bir haber, panik ve sansasyon kültürü içinde yansitilip büyütülür. Aslinda, bu temsilî ve simgesel meydanda devletin su ya da bu yüzüne bürünmeyen en ufak bir yer bile yok.”
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade