Osmanli Imparatorlugu'nun gerilemsinin çok hizlandigi dönemlerde, bazi devlet, bilim ve sanat adamlarimiz, devlete hizmet etmek hususunda karaliydilar.Onlar, imparatorlugun geleceginin bir uçurumun dibinde son bulacagi endisesini tasiyorlar, bir araya geliyorlar, tartisiyorlar, çözüm ariyorlardi.Kimi askerdi, kimi sivildi, kimi de sairdi.Aralarinda baba Abdurrahman Sami Pasa, devrin en kültürlü ve akil adamlarindan olmasi nedeniyle ve elindeki güçlü maddi imkanlar sayesinde bu üst düzey kisileri bir bilim yuvasi haline dönüstürdügü konaginda misafir etmis, konagini fikir alisverislerinin yapildigi, memleket meselelerinin konusuldugu merkez yapmisti.Konak basli basina bir üniversiteydi.Bilime olan sevgi ve saygisi, onun etrafinda pek çok kisinin toplanmasina vesile olmakta vu bu toplantilar herkesin feyz almasiyla sonuçlanmaktaydi.Nazirlar, kumandalar, sairler, edebiyat üstatlari, din bilginleri, devletin üst düzey görevlileri hep bu ortamin kültür dolu havasini teneffüs etmeye kostular.Baba Abdurrahman Sami Pasa ve ogul Abdullatif Suphi Pasa bizzat sadakatle bagli olduklari devletlerine en üst seviyede hizmet sundular.Gün geldi azledildiler ama yilmadilar.Tekrar tekrar göreve çagrildiklarinda terdeddütsüz hizmete devam ettiler.Karanlik köseleri aydinlattilar.Gerektiginde padisah degil gidisati tenkit etmekten korkmadilar.Ogul Abdullatif Suphi Pasa'nin sultana arz ettigi meshur layiha böyle bir cesaret örnegidir.Padisahtan çekinmeden, Allah korkusuyla adaletten ayrilmadilar.En son torun Hamdullah Suphi, babasinin ve dedsinin bu gelenegini eksiksiz sürdürdü.O Atatürk'e inandi ve cumhuriyete; ilkelerine ve egitimine gönül verdi.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade