Etnik Tuzak Kimlik Ve Açılımlar

Vatandasligi, milli kimligi dogrudan veya dolayli reddetmek etnik irkçiliktir. Türkiye’nin önü, bize yabanci olan etnik irkçilik, farkliliklarin kutsallastirilmasi ve etnik fitne ile kesilmek istenmektedir. Ülkenin asil sorunlari ve gündemi ise çok farklidir. Insanlarin birbirine ötekilestirilmesi, ayristirilmasi ve sogutulmasi ne zamandan beri sosyal bütünlesme, birlik ve baris projesi oldu? Demokrasi milletlesme süreci ile birlikte yürütülebilir ve güç kazanabilir. Etnik taassup ve etnik irkçilik demokrasi ile bagdasmaz. Bütün vatandaslar için düsünmediginiz bazi haklari pozitif ayrimcilik yaparak bazilarina tanir görünmek, demokrasi ile bagdasmaz ki distan kumandali açilimlar demokratiklesme diye yutturulabilsin. Türkiye hiç de kendisine uymayan bir yapilasmaya, çok kültürlülüge, anayasasi çesitlendirilmeye, egemenlik haklari birileri ile paylastirilmaya zorlanmaktadir. Kisaca Lozan rafa kaldirilip Sevr Antlasmasi ve Wilson Prensipleri öne çikariliyor, Milli Mücadele yok farz ediliyor. Milli mücadele ve onun taci olan Cumhuriyet iki üç millet ve devlet kurmak için yapilmadi. Teslimiyetçilik ve manda fikri ile yirtilip emperyalistlerin ve onlarin usaklarinin yüzüne firlatildi. Dün bu serefli ve haysiyetli yolu seçmis olan Türk nesilleri ne kadar uyutulup, uyusturulup yaniltilirsa yaniltilsin tuzaklarin farkindadir. Atatürk’ün Gençlige Hitabesi ve Bursa Nutku bugün ayri bir anlam kazanmistir. Dün Milli Mücadele ile Anadolu’dan kovdugumuz isgalcilere bugün davetiye çikariliyor. Örtülü bir haçli saldirisi ile karsi karsiyayiz. Bu saldiri demokrasi, insan haklari ve demokratiklesme ile örtülmek isteniyor. Batililar kendilerinin tanimadiklari, tartisma firsati bile vermedikleri konulari Türkiye’de tartistiriyorlar. Bu ülkenin dünküne benzer yeni isbirlikçilerine, ihanet odaklarina ve yeni Damat Feritlere degil; Alpaslanlara, Fatihlere ve genç Mustafa.