Kur’an evrensel olana çagiriyor.
Sinirsiz, sinifsiz, sömürüsüz, saldirisiz ve savassiz bir dünyaya (cennete) çagiriyor.
Akla, vicdana, adalete, dogruluga, dürüstlüge, öldürmemeye, çalmamaya, halkina yalan söylememeye, haram yememeye, yetim hakkina el uzatmamaya, yolsuzluk yapmamaya, rüsvet yememeye çagiriyor.
Demokratik Islam, Kur'an'in tüm dilleri ve renkleri ayet görüp, halklari, kabileleri, uluslari, kimlikleri taniyip, hepsinin adil, özgür ve esit birlikteligini savunmaktir. Demokratik Islam, son hak dinin iktidari ve devleti degil; toplumu önceleyen sivil ve çogulcu boyutunu öne çikarmaktan ibarettir.
Ortadogu’da her yer kan gölü, insan haklari, demokrasi, hak-hukuk, adalet yerlerde sürünüyor. Özellikle Suriye’de ortaya çikan Islami hareketler, birtakim cihatçi gruplar Alevilerin, Kürtlerin kani, mali, irzi, namusu helaldir diye fetvalar veriyor.
Kur'an'da namaz kilmamanin, oruç tutmamanin, basini örtmemenin herhangi bir cezasi yok, ama dört seyin; öldürmenin, çalmanin, iftiranin ve zinanin cezasi var.
Bölge halklari olan biz Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler, Siiler, Süryaniler, Êzidîler, Ermeniler, Rumlar, Araplar, Farslar birbirimize egemenlik taslamadan nasil ortakliklar kurabiliriz?
Etrafi kan gölüne dönmüs, sultanlik, diktatörlük, agalik, beylik, hanedanlik, tefrika, cehalet ve yoksullukla bogusan cografyamizin kahir, hüzün ve kederden baska bir sey görünmeyen ufuklarinda Medine Sözlesmesi'nin adalete, esitlige dayali sivil ve çogulcu ruhuyla Demokratik Islam anlayisinin günesi dogabilir.
Ezilenlerin Rabbi olan Allah, Ikbal'in dedigi gibi mazlum milletlerle birlikte tarihin meydaninda yürür ve tarihi onlarla birlikte yeniden yapar. Böylesi yüce bir davaya memur olmakla biz davaya seref katmaz, tam tersi seref kazaniriz.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade