Kent

“Bilimkurgu okumak demek Simak okumak demektir. Simak’in öykülerini sevmeyenler, bilimkurgu sevdiklerini söyleyemezler.” –Robert A. Heinlein
 
ULUSLARARASI FANTAZI ÖDÜLÜ 
 
“Atesler gürleyip rüzgâr kuzeyden estiginde köpeklerin anlattigi öykülerdir bunlar…”
Onu diger birçok bilimkurgu yazarindan ayiran pastoral, nazik bir üsluba sahip olan Clifford D. Simak, bilimkurgunun altin çaginin ürettigi ilk üstatlardan biri. Simak’in en söhretli kitaplarindan olan ve birbirine bagli öykülerden olusan Kent ise yazarin fikir dünyasini en kapsamli sekilde ortaya koyan eseri.
 
Milyonlarca yil gelecekte, Köpek toplumu, Insan denen mitolojik bir yaratik hakkindaki öykülere sahiptir. Köpekler, robot hizmetkârlariyla beraber dogayla iç içe, barisçil bir hayat sürmektedir. Kent ve savas gibi seyleri akla hayale sigmaz kavramlar olarak görürler. Insanlar, birer masal kahramanidir onlar için.
 
Ucuz atom enerjisi yayginlasmis, topraksiz tarim geleneksel tarimin yerini almis, herkesin sahip olabilecegi kisisel helikopter ve uçaklar sayesinde uzak mesafe diye bir sey kalmamistir. Insanlarin toplu halde yasamasini gerektiren tüm unsurlar ortadan kalktigindan kentler bosalmaya baslamistir.
 
Önündeki engelleri bir bir yikan Insanlik, yeni ufuklara açilmaya hazirdir artik. Tüm bu gelismelerin merkezinde ise insanlik tarihinde kilit bir rol oynayacak Webster ailesi bulunmaktadir. Webster ailesinin bireylerinin hikâyeleri, çok uzun bir zaman boyunca anlatilmaya devam edecektir.
 
Kent, gelecegin efsanelere dönüsmüs hali.