Dinozorların Yükselişi Ve Çöküşü Kayıp Dünya'nın Yeni Bir Tarihçesi

Dinozorlarin bile basina geldiyse, bizim de basimiza gelebilir mi?
Sürprizlerle dolu bir hikâye bu: Triyas’in kisitli bir ekosisteminde yasayan bir grup ufak, uysal yaratik nice felaketi atlatip Jura’da tüm dünyaya dehset saçan devasa dinozorlara dönüsüyor. Dünyaya geldiginde güvercin boyutunu asmayan bebekleri, eriskin çaginda metrelerce uzunluga, tonlarca agirliga ulasiyor. Ne var ki dinozorlarin ayaklarinin altindaki toprak ve baslarini uzattiklari gökyüzü de yerinde durmuyor, degisiyor.
Ve gün geliyor, devran dönüyor; çesitliligi bas döndürücü, dehseti sonsuz bu devlerin 150 milyon yillik hâkimiyetine son verecek bir göktasi, dünyanin tarihini bastan yaziyor. Yasam, yeni bir mecraya giriyor. Dinozor çigliklarinin dindigi sessizligin ardindan, memeliler milyonlarca yildir saklandiklari karanliktan çikip serpiliyor ve iste içlerinden biri, Dinozorlarin Yükselisi ve Çöküsü’nü kaleme aliyor! Dinozorlardan geriyeyse, sadece, bu çöküsün yazarinin penceresine konan kuslar kaliyor.
Paleontolojinin genç yildizi Steve Brusatte felaketler, yeniden doguslar ve amansiz mücadelelerle dolu bu hikâyenin kadim kahramanlarinin pesinde kâh Polonya’nin göller bölgesinde, kâh Arjantin’in daglik kanyonlarinda, kâh Çin’de bir insaat sahasinda iz sürüyor. Brusatte gibi soguga, neme, toza, açliga aldirmadan dünyanin dört kösesinde fosil pesine düsmüs bir avuç maceraperestin isbirligiyle ortaya çikan Dinozorlarin Yükselisi ve Çöküsü, bir yandan Afrika’yi Amerika’yla, T. rex’i martilarla bulusturuyor, bir yandan da dönüp dolasip Brusatte’in o kaçinilmaz sorusuyla karsi karsiya birakiyor: Bizim de basimiza gelebilir mi gerçekten?
ABD’li paleontolog Steve Brusatte, dinozorlarin evrimi alanindaki çalismalarina Edinburgh Üniversitesi’nde devam ediyor.