Antik Yunan’in en önemli merkezlerinden biri olan Atina genellikle felsefenin ve demokrasinin besigi olarak görülür. Karatani ise bu yaygin görüsü sorgulayarak yeni bir çikis noktasi isaret ediyor: Iyonya. Karatani’ye göre Atina’daki sistem günümüz demokrasisinin öncülü olmakla birlikte, aslinda Iyonya’daki daha esitlikçi bir sistemin yani izonominin “yozlasmis” biçimiydi. Atina’daki demokrasi sinif ayriliklarini ve köleligi engellemezken, insanlarin hareket özgürlügüne sahip oldugu Iyonya’daki izonomi gerçek bir ekonomik ve siyasi esitlik sunuyordu.
Durum buysa, Iyonya’daki bu esitlikçi sistemin yansimalarini erken dönem Yunan filozoflarinin düsüncelerinde de görmeyi bekleriz. Nitekim Karatani, Pythagoras’tan Herakleitos’a, Parmenides’ten Sokrates’e birçok filozofa bu isikta bakarak onlarin Iyonya doga felsefesi ve etigiyle olan baglarini inceliyor. “Iyonya ruhuna” sahip olan filozoflarla bu ruhtan kopmus olanlarin düsünce biçimlerini kiyasliyor.
Peki bütün bunlar günümüz dünyasinda neden önemli? Karatani her seyden önce, günümüzde demokrasinin karsi karsiya oldugu ciddi sorunlari asabilmek için bunlarin Antik Yunan’daki prototiplerine bakmak gerektigini vurguluyor ve bizi reel demokrasinin potansiyel tehlikelerine karsi uyariyor: “Tiranlik ile demokrasi birbirinden göründügü kadar farkli degildir.” Bu anlamda Karatani, felsefe tarihine ve antikçaga dair kliseleri yikmanin yani sira okuru kendi çagimiza da farkli bir elestirel perspektiften bakmaya davet ediyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade