Sahra Yı Kebiri Nasıl Geçtim

Ünlü halkbilimci Hamit Zübeyir Kosay'in ifadesiyle; "Mekteb-i bahriyede talebeligi zamanindan beri hürriyet için çalismis, iki defa idama mahkum edilmis, bir sürgünden öbür sürgüne gönderilmis bir zabit"; "Mesrutiyet'i müteakip devletin mühim idare vazifelerinde bulunmus bir memur"; "Afrika'daki Büyük Çöl'ü (Sahra-yi Kebir'i), o zamana kadar kimsenin geçmedigi bir yoldan geçerek ismini cografya tarihine geçirmis bir Türk seyyahi" ve "Türk sanat eserlerini korumayi vazife edinen bir müzeci ve koleksiyoncu" olan Sami Çölgeçen;1897 ve 1902 yillarinda iki kez idama çarptirilarak sürgüne gönderildigi ve toplam sekiz yil sürgün hayati yasadigi Fizan'dan kaçarak, Sahra'yi Kebir'i boydan boya asmak suretiyle hürriyete kavusmustu.15-16 Subat 1908 gecesi, Fizan'in merkezi Murzuk'ta baslayan bu firar; "açlik, vahsi hayvanlar tarafindan parçalanma, eskiya baskini ve eskiyalarla çatisma gibi tehlikelerle dolu; susuzluktan ölme derecelerine gelip develerinin ve kendilerinin idrarlarini içmek ve çiy et çignemek durumunda kaldiklari, kafilelerinde susuzluktan çildiranlarin ve eskiyalarla çatismada arkadaslarindan ölenlerin oldugu; pek çok garibelerle karsilastiklari" besbuçuk aylik bir çöl ve nehir yolculugunun ardindan, altinci ayin sonunda Ingiltere'nin Liverpool kentinde sona ermisti.Iste bu kitap, filmlere konu olabilecek bu macerali kaçisin Sami Bey'in agzindan hikayesidir.(Tanitim Bülteninden)