- -10%

Bu çalışma Türk hukukundaki yaygın uygulamasına rağmen monografik anlamda çok az işlenmiş bir konu olan “belgelerin üçüncü kişilere etkisi”ni konu almaktadır.
Belgeler ve bu kapsamda senetler ilke olarak yalnızca belgeledikleri ya da ispatladıkları vakıalardan lehine hak doğan ve aleyhine sorumluluk yüklenen kimseler arasında hukuki bir değer taşır. Belgelenen hususların üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi istisnai gibi görünmekle beraber uygulamada sık karşılaşılan bir durumdur.
1927 yılında yürürlüğe giren 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 299 ve 300’üncü maddeleri ile senetlerin üçüncü kişilere etkisi açıkça düzenlenmişti. Yasanın yürürlükte olduğu dönemde azımsanmayacak bir uygulama alanı da vardı.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda senet kavramı yerine, bundan daha geniş bir içeriğe sahip olan belge kavramı getirilmiş ve ilkeler -önceden olduğu gibi- senet çevresinde şekillendirilmiş ancak senetlerin üçüncü kişilere etkisi hususu, önceki Yasa’dan farklı olarak, düzenlenmemişti.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade