Çin'in Yirminci Yüzyılı

Çin'in Yirminci Yüzyili, dalga boylarini ölçen, akintilardan geriye kalanlari inceleyen, yikici ve yapici güçleri yeniden degerlendiren, devrimlerin ve geri çekilmelerin ardindan inatla esitlige giden yolu takip eden bir yapit.

Ülkesi Çin'in yani sira Avrupa ve ABD'de yaptigi akademik çalismalarla, Çin üzerine aydinlatici bir külliyatin olusmasina önemli katkilar sunan Wang Hui, bu kitabinda, 20. yüzyil boyunca Çin'de yasanan politika degisikliklerine ve devrimlere odaklaniyor.

Yapitina, 1911 Devrimi ve Çin'de çagdas siyasetin dogusuyla baslayan Hui, siyasi yasamdaki ilk kimildanmalarin, 1960'lardaki radikal tomurcuklanmanin ve daha yakin dönemdeki liberallesmenin izlerini sürerek bügünkü yol agzina kadar geliyor.

“Yüzyilin özü, 1911 Devrimi'yle baslayip 1970'lerin ortalarindaki Kültür Devrimi'nin sonuna kadar süren ‘uzun devrim'dir,” diyen Hui, Çin'in 20. yüzyilindaki “siyasilesme”yi üç veçhede inceliyor: siyasi bütünlesme, kültür ve siyaset, halk savasi.

Wang Hui, “siyasilesme”yle birlikte “siyasetsizlesme”nin de önemine dikkat çekiyor: “Parti, halk savasi kosullarinda kitle çizgisiyle içli disliydi; düsünceleri ‘kitlelerden kitlelere' tasiyarak devasa bir gügüç yaratiyordu. Ama iktidar partisi çogu zaman kitlelere yabancilasip siradan yoz bir siyasi makineye de dönüsüyordu. Ben bu olguya Partinin katmanlasmasi, yani siyasetsizlesmesi diyorum.”

Peki bunca dalganin ve siyasi tartismanin ardindan, gerçekten esitlikçi ve katilimci bir sistem kurabilmesi için Çin'in bugün ne yapmasi gerekiyor? Hui'nin tartistigi bu kritik soru, yeni bir süper güç olma yolundaki ülkeye dair ilerici tartismalari da yeniden gündeme getiriyor…