“Hosgörü nedir? Dinsel hosgörünün gerekçesi gerçekten din midir? Osmanli hosgörülü müdür, hosgörüsüz müdür? Kimleri, hangi kurumlari, fikirleri hosgörmüstür; hosgörmemistir? Ne kadar hosgörmüstür/hosgörmemistir? Bahsi geçen hosgörü/hosgörüsüzlük bir arada yasamak için verimli bir siyaset midir? Derdimiz sadece baris mi olmalidir? Elestirilebilecek ya da yüceltilecek yanlari nelerdir? Osmanli hosgörüsü/hosgörüsüzlügü modern Türkiye'de farkliliklarla bir arada huzur içerisinde yasamanin ilhamini verecek bir siyaset midir? Nasil bir hosgörüyü, ne sekilde tesis etmeliyiz?”
Türkiye'de hâkim siyasal söylemde “Osmanli hosgörüsü” muteber bir motif, sevilen bir mit. Devrim Burcu Egilmez, zengin bir teorik ve birincil kaynak birikimine dayanarak bu miti incelemeye aliyor: Osmanli devletinin hosgörüsü ve hosgörüsüzlügü “neydi” ve “nasil”di? Hosgörü kavrami, saf ve sabit bir tutum olarak degil, degisken ve akiskan bir siyaset olarak yorumlaniyor kitapta. Dinsel hosgörü tartismasi da dinler arasi olmaktan öte mezhepler arasi tarihsel baglamina dikkat edilerek konuyor.
Osmanli hosgörü deneyiminin incelemesinde yazar, bir “altin çag” kesitinden numune aliyor: Kanuni Sultan Süleyman ve Seyhülislâm Ebussuud Efendi'nin hüküm sahibi oldugu 1545-1566 dönemi. Bu dönemde çikan yasa ve uygulamalara bakarak, Osmanli'nin iktidar biçimi ve adalet anlayisina mercek tutuyor.
Osmanli'yi ve hosgörü kavramini “yeryüzüne indiren”, zihin açici bir çalisma...
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade