Tarih öncesi dönemlerden itibaren insan yasamini kolaylastiracak icatlarla ilgili basarilar, yeryüzünde yasayan tüm topluluklarin eszamanli basarisi degildi. Sümerler Mezopotamya’da yaziyi kesfettiklerinde, dünyanin diger bölgelerinde yasayan pek çok topluluk bu önemli kesiften habersizdi.
Sümerlerin ardindan yaziyi kullanmaya baslayan ilk uygarlik Misir oldu. Misir’i Hindistan ve Çin takip etti. Bu erken uygarliklarin hiçbiri yaziyi bir digerinden ögrenmedi. Ortak olan en belirgin özellikleri nehirleriydi. Bu sayede erisilen tarimsal kosullar, bu ülkeleri uygarlastirdi. Sonraki uygarliklari ortaya çikaran etkenler ise daha farkliydi.
Sonuçta tüm Ilkçag uygarliklari yikilip tarih sahnesinden çekildiler. Kimi uygarliklar savaslar, saldirilar, istilalar, göçler gibi nedenlerle yikilirken, kimileri dogal felaketlerin kurbani oldu. Barbarlik ya da göçebelik insanlik tarihinin genetik ya da daimi bir yasam biçimi degildi. Bu tür yasam süren kavimler de zamanla kentli yasam kültürüne geçtiler. Bir Ilkçag uygarligi çöküs dönemini yasarken, bir digeri onun deneyim ve birikimlerinden yararlanarak dogdu. Böylece daha ileri ya da gelismis bir uygarliga dogru adim atildi.
Eskiçag Tarihçisi Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya tarafindan kaleme alinan Ilkçag Tarihi ve Uygarligi, insanligin uygarlik öncesi çaglarini ve dünyanin tüm Ilkçag uygarliklarini, yani Mezopotamya, Misir, Anadolu uygarliklarini, Fenikelileri, Ibranileri, Iskitleri, Persleri, Parthlari, Ege, Yunan ve Roma uygarligini, Makedon ve Kelt dünyasini, Hindistan, Çin ve Türk uygarliklarini ve baglantili pek çok konunun ayrintilarini akici ve anlasilir bir dille anlatarak genis bir perspektif sunuyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade