Lacanda Aşk

Lacanci psikanalist Bruce Fink bu kitabinda Lacan’in aski ayrintili bir biçimde ele aldigi VIII. Seminer Aktarim merkezinde, ask hakkinda kapsamli bir psikanalitik çözümlemeye girisiyor. Askin çetrefilli manevralarini simgesel, imgesel, gerçek düzlemlerinde ele alirken, açmazlari ve paradokslarini elestirel bir Lacan yorumunda birlestiriyor.

Fink askin farkli tarihsel dönemlerde, farkli kültürlerde tasidigi anlamlari edebiyattan, felsefeden, mitlerden, tragedyalardan örneklerle gösterirken, aslinda ask derken ne anlatmak istedigimize, ask kelimesinin anlamina dair ortak olani bulmaya odaklaniyor. Ask üstüne psikanalitik bir kazi çalismasi olan bu kitap okuru kendi ask patikasini kesfetmeye davet ediyor.

Askimizi ilan ederek, yani sevdigimize yüksek sesle dile getirerek, eksigimizi veririz. Kendimizde bir seyin kayip oldugunu, eksik bir varlik oldugumuzu, tüm varligimizla bir seyi istedigimizi beyan ederiz. Böyle oldugu halde partnerimize varlik ve tamlik hissi vermeyi basaririz. Aslinda (partnerimize) sahip olmadigimiz seyi hediye ederiz. Daha dogrusu, bizde eksik olan seyi bir baska seye çevirir, o kisinin buna iyi bakmasini isteriz. Bu ötekinin bizim eksigimize burun kivirmayacagini ya da onu ayaklari altina almayacagini umariz. Açikçasi bazi insanlar diger insanlarin onlarin varliktaki-eksiklerini ya da eksik varligini reddedeceginden o kadar korkarlar ki onu açiga çikarmaya, göstermeye, vermeye çekinirler. Bu durum, sevgisini ilan ederken duyulan bütün endiselerle yakindan ilgilidir: ‘Seni seviyorum’ demek ‘Ben eksigim ve sen benim eksigime sesleniyorsun’ demektir.