Yüksek topuklarini kurallariyla insa eden, buzdan bir satonun içinde yasayan, ketum ve de cesur bir kadin;
Alin Aygen.
Attigi her bir adimdaki ahengi, güzelligi ve cesareti bakani tekrar bakma istegi ile yakarken durusundaki öz güven ve soguklukla kendisine yaklasilmasini imkânsiz kiliyordu. Tasarladigi, bir kadinin yürüyemese dahi sahip olmak için yanip tutusacagi topuklu ayakkabilarla moda dünyasinin seyrini degistiriyordu.
Böyle bir konumda hata yapmak gibi bir lüksü yoktu!
Ama yapmisti.
Hayati boyunca yaptigi hiçbir hatayla yüzlesmekten kaçmamis, ardinda birakmayi bilmisti ta ki Simdiye degin! Ve yaptigi bu hatayi hatirlatircasina döndügü her kavsakta karsisina çikan adam devam etmesini zorlastiriyordu.
Hiz ibresini rotasindan çikarip tutkuya dönüstüren, en umulmadik yerde karsisina çikip onu darmaduman eden, kilitledigi sandiklarinin kilitlerini zorlamaktan çekinmeyen bu adam onun için bir gizdi.
Siyah Arabali Prens’i.
Adam hiçbir uyariya aldiris etmiyor, laf dinlemez haylaz bir çocuk gibi her denilenin aksini yapip buzdan kalesinin duvarlarini zorluyordu. Bal rengi gözlerindeki sicacik pariltilar burçlarini hedef aliyor, afacan gülüsü surlarini eritiyordu. Duvarlarin ardinda kalmis küçük bir kiz çocugunu heveslendirip yoldan çikartiyordu. Ama buna pisman olacakti.
Ne de olsa kadinlarin en güçlü silahlari beyinleriydi
bir digeriyse topuklari...
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade