Ortaklik veya ortaklasacalik (komünizm) açisindan yazinsal deneyimin zorunlu olusunun ortaya koydugu seye geri dönmemiz gerekecek. Hatta bir anlamda, ortaya çikan tek soru budur. Fakat bu sorunun tüm terimlerini dönüstürmek; hemen akla geliveren asiri basit semalara (örnegin: yazarin yanlizligi/kolektivite veya kültür/toplum, ya da elitler/kitleler gibi ister zitliklar seklinde verili olan, ister "kültür devrimleri" anlayisi uyarinca aralarinda denklik bulunan ayrismalara) göre degil, bambaska sekilde düzenlenmis bir uzamda sorunun terimlerine tekrar islerlik kazandirmak lazimdir. Bunun yapilabilmesi içinse yeniden islerlik kazandirilmasi gereken sey ortaklik (topluluk) meselesidir, zira bu uzamin zorunlu yeniden düzenlenisi bu meseleye baglidir. Bu ugrasa girismeden önce, "komünizm" sözünün faal huzursuzlugunu ya da dirençli verimini hiçbir sekilde geçersiz kilmadan; sürüklendigi asiriliklarin hiçbirini inkar etmeden ve ayni zamanda, ne beraberinde getirdigi ipotekleri ne de yüklenmis oldugu hiç de tesadüf eseri olmayan borcu unutmadan, komünizmin asilamaz ufkumuz olamayacagini ortaya koymamiz gerek. Daha dogrusu, o artik böyle bir ufuk degil; öte yandan biz herhangi bir ufku asmis da degiliz... Hücum edilmesi gereken ufuklarin ta kendisidir. Ortakligi nihai siniri veya kendi basina olusturdugu sinir, görecegimiz üzere bambaska bir hatti takip eder. Iste bu yüzden, komünizmin artik asilamaz ufkumuz olmadigini ortaya koyarken, komünist bir talebin, bizi tüm ufuklarin ötesine gitmek zorunda birakan hareketle tebligi edildigini de ayni kuvvetle ortaya koymaliyiz.
Jean-Luc Nancy
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade