Savas bizim irademizden dogsa da kaderimiz gibidir.
Biz yönetenleri dünya karisikliklarinin sergilendigi bir yerde, bir zaman parçasinda bekliyordur. Bilsen o sicak uykulari nasil aradim, soluk kesen bir tipiden sonra atimi donmus nehrin üzerinden buzun çitirtilarini duyarak geçirirken artik ölümün daha rahat, daha kolay bir sey olabilecegini düsünmüstüm. Senden uzak olmanin yaninda ölüm ne ki Dilara? Ben seni unutmus olsam da görmesem de, gördügümde tanimasam da senin bendeki izin, biraktigin kizil pas silinmez Dilara...
Kirim’da Son Dügün 1760- 1769 yillari arasinda Kirim’dan Rumeli’ye uzanan efsanevi bir askin öyküsü. Sevinç Çokum, Giray Han’la Dilara Bikeç arasindaki aski ete kemige büründürürken, ayni zamanda edebiyat kanonumuza Kirim tarihine taniklik etmemizi saglayan kalici bir eser kazandiriyor. Giray Han’in tutkularini, zaaflarini, özgür ruhunu usta isi bir kurguyla aktaran yazar, zengin olay örgüsü ve özgün anlatim teknigiyle okuyucularina romanin tarihî atmosferini iliklerine kadar hissettiriyor. Kirim’i da, maziyi de “yakin” ediyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade