Virginia Woolf, ilk yazili ürünlerini 1900’lerin basinda vermeye basladi ve gazetelerin edebiyat eklerinde yazilari yayimlandi. Bu yazilari öyküleri izledi. Romanciliginin ve çokça kullanacagi bilinçakisi tekniginin adim sesleri de bu öykülerin bir kisminda açikça duyuldu.
Woolf, öykülerinde karakter incelemelerine çokça yer verdi, gerçek ve gerçekligin dogasi, kadinlarin toplumdaki rolü konularini özellikle isledi. Siradan deneyimleri anlatirken insan zihninin çalismasini ve algilarini öne çikaran ayrintili anlatimlara basvurdu. Woolf’un öyküleri siklikla “Varolma Anlari”na dayanir ve bu varolma anlari zamanin ve mekânin içine hizli girislerle islenir. Kimi öykülerinse, roman yazimi sürecinde ortaya çikan yan ürünler oldugu bellidir, kitapta yer alan Kendi Türünü Seven Adam ya da Bir Özetleme’de oldugu gibi Mrs. Dalloway’in kahramanlari Mr. ve Mrs. Dalloway’e sikça rastlariz, ayni sekilde Varolma Anlari adli öyküde de Mrs. Dalloway adli romanindan izler bulmak hos bir sürprizdir okura.
Ilk öyküsü oldugu düsünülen Phyllis ve Rosamond bu kitabin da ilk öyküsü. Kitabin sonundaki Kaplica ise ölümünden kisa bir süre önce, 1941’de bitirdigi, büyük olasilikla son çalismasi. Bu iki öyküyü ve aradaki 35 yillik süreçte yazdigi öyküleri okumak, yazarin öykücülügündeki gelismeyi göstermesi bakimindan son derece ilginç bir deneyim.
            
            
                                                         
                                     
            
                          Güvenli Ödeme
                     
            
            
                                                         
                                     
            
                          Hızlı Teslimat
                     
            
            
                                                         
                                     
            
                          Kolay İade