“Bu kitap ne sonbahar ne de Çin’le ilgili elbette. Dolayisiyla zaman ve mekân benzerlikleri birer tesadüften ibarettir.” Absürdün, senligin, oyunbazligin ve varolusçulugun imkânlarini zorlayarak edebiyat laboratuvarinda çilgin deneyler yapan Boris Vian, Pekin’de Sonbahar romani hakkinda okuruna gereken uyariyi arka kapaga düstügü bu notla yapar.
Pekin’de Sonbahar, okuru tüm canliligiyla “yasayan” Paris’ten uçsuz bucaksiz bir yokyere, Egzopotamya çölüne dogru bir yolculuga sürükleyen ve çölde baslamis anlamsiz bir demiryolu insa projesinin ortasina birçok baskarakterle birlikte birakiveren kurgusuyla, her seferinde daha da siddetlenerek yeniden patlayan coskulu bir kahkaha gibi edebiyat alaninda beliriverdiginde, edebiyat çevreleri ve elestirmenler bunun sürekli olusum halinde bir yapit oldugunun farkina varamamislardi. Vian’in kendine has üslubunu konusturarak mizahla trajigi absürtte birlestirdigi, anistirmalar, ikilikler, belirsizlikler ve çeliskilerden beslenerek gerçeklestirilmesi imkânsiz bir bütünlük yakaladigi, her okumada yeni anlamlar kazanan bu roman, “dünyaya isaret etmeye çalisan bir gizem yapiti…”
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade