Macarlar 995 yili itibariyle Orta Tuna boylarindaki simdiki yurtlarina yerlesmis durumdaydilar. Dogudan Avrupa’ya gelen çok sayida topluluk içinde -bazi küçük Türk topluluklari hariç tutulursa- kimlikleriyle günümüze ulasan tek halk Macarlardir. Buna karsilik nereden ve nasil geldikleri açik degildir ve ancak çagdas bilimin ayrintili incelemeleriyle bir karara varilabilmektedir. Bu kararlar üzerinde fikir birligi yoktur.
“Macarlar Türk mü degil mi? Yahut Türklerle ayni kaynaktan inen yakin bir akraba toplulugu mu? Avrupa’da dört taraflarindaki yabanci kavimlerin ortasinda geçen 11 asirlik ikametlerinin ardindan dillerini muhafaza ettiler mi? Dilleri, Türkçeyle bir alisveris halinde miydi?” gibi birçok soruya cevap arayan çalisma için yazari Prof. Osman Karatay söyle diyor:
“Bu bir tarih kitabi degil. Adi öyle gibi görünse de yazarinin alisildik siyasi tarih metinleri yazmayi sevmedigi biliniyor. Yazar eskiden beri her Türk’ün ilgisini çeken bir konuda, Macar-Türk birlikteligi meselesinde çokça okuma yapti. Bu okumalara baslamadan önce, o da her Türk gibi Macarlarin uluslararasi ismi olan ‘Hungar’da Hun isminin sakli oldugunu saniyordu. Bulgarlar ve Hazarlar gibi esas çalisma alanlarinda çirpinip dururken, her kademede ve her anda Macar gerçegiyle karsilasti”.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade