Özgür Zihinlere Doğru

Özgür ve önyargisiz düsünmenin sonucunda insan; özgür yasar, bilim üretir, vicdani yönden rahat yasam sürer. Günümüzde farkli sekillerde özgürlüklerimiz kisitlanmaktadir. Toplumda insanlara özgüvensizlik, tembellik, edilgenlik; basta aile, sosyal çevre, sonra medyaya kadar uzanan genis yelpazede, farkli kademelerde, farkli sekillerde, bilinçli veya bilinçsizce empoze edilmektedir. Adeta sisler içinde kalmis olan zihinler, kendi potansiyellerinin farkinda olmadan hayata atilmakta, yaraticiliklari engellenmektedir. Hür dogmus beyinler, zamanla çarpik toplumsal inanislarla beslenince ortaya kendi özüne aykiri yasayan ve özünden aykiri düsünüp yasadigi için sürekli sorunlarin içinde bocalayan nesiller türedi. Bilgi ihtiyaci duymayan insan ögrenemez, ögrenmek istemeyen insan hayatta ezilir. Bilmek için öncelikle insanin bilmedigini bilmesi gerekir. Bilmedigini bilmesi için de kendisindeki özelliklerin farkinda olmasi gerekir. Farkindalik zemini yoksa gelisim de olmaz, bu da rutini dogurur bireysel ve de toplumsal anlamda.