XV. yüzyılın sonlarında, değişikliklere gebe bir bölgede, Güney Hindistan’dayız. Sonsuz gibi görünen bir uyumun hüküm sürdüğü bölge, iki krallığın gizli rekabetiyle içten içe sarsılmaktadır. Bu sarsıntı Portekizlilerin baharat peşine düşerek Hindistan’a ayak basmalarıyla iyice açığa çıkar. Ve tufan başlar... Bundan sonra savaşlar, katliamlar, ihanetler tanrıların ülkesi Hindistan’da kol gezecektir.
Eski bir yayıncı olan Jean Claude Lattès ile yazar Éric Deschodt’un üç yıl süren bir araştırma sonucunda kaleme aldığı "Lotus Kadını", renkli, canlı biraz da masalsı bir tarihî roman anlatıyor. Ama bu masal gerçeklere dayanıyor. Yazarları, kitabın Güney Hindistan üzerine birçok bilgiyi içerdiğini her fırsatta tekrarlıyorlar. Bölgenin özelliklerine ve tüm ayrıntılara özen gösterilerek yazılan romanın kişilikleri de konusu kadar ilginç. Vasco de Gama bu romanda karışımıza acımasız bir kişilik olarak çıkarken, dansöz Şobita da romanın aşk tanrıçası olarak kendini gösteriyor. Zaten "Lotus Kadını" dansözlerin, tanrıların, kralların, korsanların sayfaları arasında dolaştığı, yılanların sinsice tısladığı, ineklerin kutsandığı, okların beklenmedik sırtlara saplandığı olağanüstü bir tablo.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade