Nüfus İlkesi

“Hiç kimse, insan irkinin mutlulugunu artirmanin önemini inkâr edemez. Bu husustaki her ufak ilerleme bile son derece kiymetlidir. Fakat insan irkiyla deney yapmak, cansiz nesnelerle deney yapmak gibi degildir. Bir çiçegin patlamasi önemsiz olabilir. Kisa süre sonra bir çiçek daha açacaktir. Fakat toplumun baglarinin patlamasi, parçalarin öyle bir bölünmesidir ki binlerce kimseye en agir acilari yasatmadan ortaya çikamaz ve yaranin tekrar iyilesmesi için çok uzun zaman geçebilir ve pek çok istirap yasanabilir.”

“Yabanilligin ötesine geçen her toplumda bir mâlikler ve bir isçiler sinifi mevcut olmak zorundaysa, isgücü isçi sinifinin tek mülkü oldugundan, bu mülkün degerini azaltma egiliminde olan her seyin toplumun bu kesiminin varliklarini da azaltma egiliminde olmasi gerektigi açiktir. Yoksul bir adamin birilerine bagimli olmadan kendini geçindirmesinin tek yolu, bedensel kuvvetini kullanmaktir. Hayatin zaruretleri karsiliginda verebilecegi tek emtia budur. O halde emtiasinin pazarini daraltmakla, isgücü talebini düsürmekle ve sahip oldugu tek mülkün degerini azaltmakla ona pek faydaniz dokunuyor sayilmaz.”

Sosyal bilimlerin herhangi bir alaninda ögrenim görüp de Thomas Robert Malthus (1766-1834) ile karsilasmamis olan yoktur. Esasen bu Malthus’un dehasi ile degil, daha ziyade içerisine dâhil oldugu tartismanin harareti ile iliskilidir. Yine de Malthus’un, 18. yüzyil sonu 19. yüzyil basi Ingiltere’sinin siyasal ve sosyal karmasasina nevi sahsina münhasir bir iddia ile katildigi söylenmelidir.

Pek çok temel çalismanin Türkçeye vakitlice kazandirilmadigini biliyoruz. Entelektüel çorakligimizda elestirel düsünce eksikligi kadar, fikri tartismalara, bunlara esas teskil eden eserlere kendi dilimizde ve tartisma henüz cereyan etmekteyken erisememekten kaynakli olarak katilim gösteremememizin de etkisi var. Bu anlamda Malthus’un Nüfus Ilkesi Türkçe okurla ilk kez bulusurken, eserin ortaya çikardigi tartismaya iki yüz yili asan bir mesafeden de olsa katilma imkâni sunuyor. Tartismaya katilacak her nefesin, iki yüz yillik mesafeyi bir nebze de olsa kisaltmasi umulur.