Mehmet Ali Aybar 1960’larda Türkiye solu içerisinde yeni politik, kuramsal arayislara girismisti. Sonraki yillarda da Marksizm anlayisi hep yenilige ve arayislara açik oldu. “Tanzimat kafali Marksistler“ olarak niteledigi anlayislara ve kisilere karsi mücadele etti; ama kaybetti. TIP Genel Baskanligi yapmis ve adi partisiyle birlikte anilir olmus bir sosyalist lider olarak, partinin içinden ve disindan gelen baskilarin sonucunda genel baskanliktan istifa etmek zorunda kaldi. Aybar’in ortaya koydugu Marksizm anlayisi kaybetmisti; ama geride TIP gibi özgün bir sosyalist deneyim ve SDP gibi bir sosyalist demokrasi denemesi birakarak. Bu “kaybedis“ Türkiye solunun hafizasinda genel olarak “Marksizmden sapmanin bedeli“ olarak kodlandi. Ancak Aybar’in yenilgisinin böyle görülemeyecegi ve kisisel bir yenilginin ötesinde anlama sahip oldugu bugün daha iyi anlasilmaktadir. Artik SSCB’nin ve diger sosyalist devletlerin yikilisinin ardindan Pandora’nin Kutusu’nun açilmasiyla birlikte günümüzde Aybar’in fikirlerinin yeniden degerlendirilmesi gerekmektedir. Yarina dair sorularin çözümü için geçmisin bir muhasebesinin yapilmasi zorunluluktur. Bir nevi zaman asimina ugramis bir davanin dosyalarini yeniden açmak gibi. Ancak bunu, dün ölçüsüz elestirilerle yerin dibine batirilan Aybar’i bu sefer de ölçüsüz övgülerle göklere çikararak yapamayiz. Aybar’in bir buzkiran rolü oynadigini unutmamak gerekiyor. Aybar’in siyasal teorisini Ortodoks Marksizm ile yasanan bir çatismada liberal sosyalizmin hakkinin verilmesi olarak görmek de Aybar’a haksizlik olur. Bu nedenle yapilacak en dogru is elestirel mesafeyi elden birakmadan, Aybarfin yasadigi siyasal kosullari ve güçlükleri de unutmadan onu anlamaya çalismaktir. (Arka Kapak)
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade