Hitler Ve Stalin İkinci Dünya Savaşı Ve Tiranlar

Ian Kershaw’in “Harika!” olarak nitelendirdigi bu kitap, savas sirasinda iki tiran arasindaki dramatik iliskileri ve sok edici benzerlikleri gözler önüne seriyor.

Laurence Rees’in otuz yillik emeginin doruk noktasi olan Hitler ve Stalin dünya tarihinin en dehsetengiz savasi olan Ikinci Dünya Savasi sirasinda Almanya ile Sovyetler Birligi arasindaki mücadeleyi ve iki tirani inceliyor. Rees, amansiz rakipler olmalarina ragmen Hitler ve Stalin’in esasen ayni madalyonun iki farkli yüzü oldugunu gösteriyor.

Hitler’in karizmatik liderligi Stalin’in korku hükümdarligina, savasin ilerleyen yillarinda ise Stalin’in degisen tepkileri Hitler’in uzlasmazligina tezat olusturuyordu. Fakat genis çerçevede bakildiginda, her iki tiran da istedigi ütopyayi insa etmek adina hayal dahi edilemeyecek acilar yaratmaya ve bireysel özgürlükleri yok etmeye hazirdilar. Rees, Hitler’in Holokost’u esi benzeri olmayan bir suç olarak varligini korurken, Stalin’in de Holokost’la ayni zaman zarfinda bir dizi istiraba sebebiyet verdigini niçin unutmamamiz gerektigini ortaya koyuyor.

Hitler Bati Avrupa’yi süratle isgal ederken, Stalin Finlandiya’da nasil kara saplandi? Almanlar Sovyet sinirini nasil asti? Stalin’in süpheci dogasi savasin kaderine nasil etki etti? Stalin Moskova’dan ayrilmaktan niçin vazgeçti? Almanlar Dogu Cephesi’nde inisiyatifi nasil kaybetti? Hitler için sonun baslangici neydi? Ödüllü tarihçi Laurence Rees, bütün bu sorulari titizlikle ele alarak hiçbir tarafgirlik gözetmeden perde önünde ve arkasinda neler yasandigini tüm çiplakligiyla gözler önüne seriyor.

Rees, Kizil Ordu ve Wehrmacht gazilerinin, savas sirasinda aci çeken sivillerin ve iki tirani da sahsen taniyan kisilerin daha önce hiçbir yerde yayimlanmamis olan çarpici tanikliklari ve ifadeleri isiginda, süphesiz yakin tarihin en önemli iki figürü hakkinda uzun süredir devam eden popüler yanlis anlasilmalara meydan okuyor.