Acaba mitosun dünyasi herhangi bir sekilde teorik bilginin, sanatin ya da ahlakî bilincin dünyasiyla karsilastirilabilecek bir olgu mudur? Ya da, mitosun dünyasi en bastan, varlik ögretisi olarak felsefenin kendini uzak tutmasi, içine dalmamasi ve kendini ondan daima açik ve biçimde ayri tutmasi gereken görünüs alanina ait degil midir? Gerçekte bilimsel felsefenin tüm tarihi bu ayrilma ve çözülüp gitme konusunda birbirini izleyen kavga tarihi olarak incelenebilir... Eger mitosun kaynagi, “insan dogasi“nin belirli temel egilimlerinden dogru açiklanir ve mitosun gelismesinde ilk bastaki nüve oldugu anlasilan psikolojik kurallar gösterilirse, mitos o zaman kavranabilir.
(Arka Kapak)
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade