Erkeklikler

Bati’da 1970’lerin kültürel devrim ortaminda yasanan feminizm tartismalari ve bu tartismalarin dümen suyunda gelisen özgürlesme hareketleri, cinsiyetin esasen ortak pratikler araciligiyla, çikar ve iktidar iliskileri ekseninde ve toplumsal süreçlerde insa edildigini ileri sürerek, erkek ile kadin arasindaki farkliliklarin dogustan geldigi, dogal ve asilmaz oldugu inancina meydan okudular. Toplumsal cinsiyet kavrami ve kuramlari, toplumda cinsiyet ayrimciligini ve esitsizligini mesrulastiran, erkek egemenligini kisiler arasi iliskilerden gruplar arasi iliskilere, hatta uluslararasi diplomasiye varasiya birçok alanda ve bin bir yoldan yeniden üreten yerlesik ataerkil cinsiyet düzenini anlamaya ve degistirmeye izin verecek esnek bir kuram ve eylem çerçevesi olusturmayi hedefleyen bu çabalardan dogdu. Böylece toplumsal cinsiyet tartismalari, erkekligin sosyal bilimlerin görüs alanina bir sorun olarak girmesine vesile olarak erkeklik çalismalarinin mesru ve özerk bir akademik saha haline gelmesinin önünü açtilar.
R.W. Connell, toplumsal cinsiyet ve erkeklik çalismalari alanlarinda çigir açan ve birçok dile çevrilen klasiklesmis eseri Erkeklikler’de, cinsiyeti biyolojiye indirgeyen görüslerin yani sira cinsiyet rolü olarak degerlendiren görüslere de kararlilikla karsi çikiyor. Cinsiyetin, toplumsal pratik tertibatlari aracigiyla kurulan iliskisel, tarihsel ve degisime açik bir olgu oldugunu ortaya koyuyor. Gramsci’nin hegemonya kavramindan hareketle, erkekligin yekpare olmadigini, her biri iktidar iliskileri hiyerarsisinde farkli konumlari isgal eden muhtelif erkekliklerin var oldugunu ve erkeklikler arasindaki bu iliskilerin bizzat erkekler ile oglanlar için de son derece külfetli olabildigini gözler önüne seriyor. Bu iliskilerin, kendilerini ortadan kaldiracak degisimin olanagini da barindirdiklarini ileri sürüyor. Bu çerçevede, toplumsal cinsiyet esitliginin ve toplumsal adaletin saglanmasi için kullanilabilecek stratejiler sunuyor. Bati’nin hegemonik erkekliginin ve erkeklik hiyerarsisinin küresellesme süreci araciligiyla tüm dünyaya ihraç edildigi su günlerde, kadinlari, escinselleri, erkekleri ve ezilmis, marjinallestirilmis, madunlastirilmis tüm gruplari baska bir dünya insa etmek üzere bir araya getirecek bir ittifak siyaseti öneriyor.