Sarraf Nizamattin’in küçük kizi babasinin kalbine tutkundu. Onun, her bir mevsimde ayri çarpan, ama her seferinde ayni kalmayi bilen bir kalbi oldu¬gunu biliyordu. Bu yüzden anlayisli ve bilgeydi; bu yüzden katinin karsisinda yumusak, uzagin yaninda yakin, yalnizin arkasinda yandas gibi dururdu. Bir hakikat kendini ona açmadan, o asla önyarginin patikalarinda yürümeye kalkmazdi. Çift kanatli kapi kendisi için çalinmaya basladiginda, küçük kiz, hiçbir beklentisi olmadan oturdu perdenin gerisine. Bu haliyle, Simurg’a varmak için yollara düsen saf kuslara benziyordu. Neyi aradigini, perdenin öte yüzünde bekleyenler söyleyecekti ona. Bu oturus öyle uzun sürdü, öyle uzun sürdü ki, bütün kent onu konusur oldu.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade