On üç yasindaki Jasper, sinestezi hastasidir. Etrafindaki hiç kimsenin göremedigi, renklerden olusan bir dünyada yasar; kelimeleri, rakamlari, haftanin günlerini, duydugu sesleri ve konusmalari farkli renklerle algilar.
Jasper hakkinda bilmeniz gereken baska seyler de var:
Diger insanlarla kiyaslandiginda dünyayi bambaska bir sekilde algilar, babasi bile ne gibi renkler gördügünü anlayamaz.
Insanlarin yüzlerini hatirlayamaz, hatta kendi çehresini bile taniyamaz.
Papaganlara hayran, hevesli bir kus gözlemcisidir.
Yasadiklari sokaga yeni tasinan ve güzel bir kadin olan Bee Larkham’in öldürüldügüne sahit olur ve cinayetin rengini görür.
Gördükleri hosuna gitmeyen ve vicdanini rahatlatmak isteyen Jasper, her seyi polise itiraf etmeye kararlidir çünkü Bee Larkham’a çok kötü bir sey yaptiginin bilincindedir. Oysa babasi, her seyi örtbas edecegi konusunda ona söz vermistir. Oglundan tek istedigi, polise herhangi bir sey anlatmamasidir. Üstelik yüzü bilinmeyen katili yakalamak neredeyse imkânsizken, süpheliler listesinin ilk sirasinda Jasper’in adi yer almaktadir.
Neler yasandigini daha iyi anlayabilmek için birkaç ay öncesine dönüp, olaylara Jasper’in gözüyle bakmak gerekecektir. Hafizasina güvenmeyen çocuk, tüm yasadiklarini boyalari ve resimleriyle betimleyip, animsayabilmektedir.
Onun rengârenk dünyasina girdikçe, hiçbir seyin göründügü gibi olmadigini fark edeceksiniz.
Bu sira disi ve dokunakli roman, dünyayi daha degisik bir sekilde algilamanizi saglayacak. Jasper’i, kitabi bitirdikten sonra bile uzun süre unutamayacaksiniz.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade