Jean-Jacques Rousseau bir özgürlük filozofudur. Bu baglamda sivil toplumun çeliskilerini sorgulamis ve bu sorgulamayi gerçeklestirirken de insan-yurttas, doga-toplum, kir-kent iliskilerini öne çikarmistir. Onun felsefesinde insan dogustan iyidir ama, toplum tarafindan asil dogasindan uzaklastirilmis ve dogal özgürlügünü yitirmis bir konumdadir. Rousseau'nun eregi, toplumda dolayimsiz birligin yeniden kurulmasi amaciyla bireylere gerçek bir toplum sözlesmesi sunarak sivil özgürlügün saglanmasidir.
18. yüzyilin sonunda Rousseau'nun düsüncelerinden etkilenmemis insan kalmamistir. Bu denli büyük bir etki yaratabilmek için, en derin anlamiyla kusaginin temsilcisi ve sözcüsü olmak gerekmektedir. Rousseau siradan insanlardan biridir ve onlar arasindan ilk konusandir; halk için konusurken kendisi için konusmustur. O, 18. yy'da cumhuriyetçi istemleri köktenci bir biçimde dile getiren ilk düsünürdür ve bu baglamda reformist nitelikli diger Aydinlanma düsünürlerinden ayrilir. Goethe'nin dedigi gibi, Voltaire nasil bir dünyanin sonuysa, Rousseau da bir dünyanin baslangicidir."
Bütün Yapitlarin ikinci kitabi olan Toplum Sözlesmesi, Robert Derathé'ye göre düsünürün en çok okunan yapitlarindan biri degildir hiç kuskusuz, ama belki de en çok incelenen yapitidir ve sürekli olarak yeni yorumlari yapilmaktadir ki bu, kitabin günümüzde de ne denli güncel içerikli oldugunu gösterir. XIX. yüzyil Fransasi'nda egemen olan liberalizmin yandaslari Toplum Sözlesmesi'nden sadece onu çürütmek için söz etmislerdir. Almanya'da ise Kant, Fichte ve Hegel Toplum Sözlesmesi'nin hayranlaridir. Yapiti filozof gözüyle yorumlamislar, kitabin en zor kavramlarinin gerçek anlamlarini ortaya çikarmaya çalismislar ve bu yapiti siyaset felsefesinin klasik yapitlarin dan biri olarak selamlamislardir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade