Çağa Karşı Koymak

Fasizmle mücadele, insan ruhunun yetistirilmesiyle mümkündür!

Bati felsefi ve entelektüel üretimine güncel katkilariyla bilinen Nexus Enstitüsü’nün kurucusu ve baskani Rob Riemen'in Çaga Karsi Koymak: Fasizm ve Hümanizm Üzerine Düsünceler adli çalismasi, Delidolu'nun NeYapmali? temali kurmaca disi eserler koleksiyonundaki yerini aliyor.

Küresel çapta yükselise geçen sagci ideolojiler ve fasist siyasi egilimler üzerine düsünen bir kültür felsefecisi olarak Rob Riemen, bir zamanlar Avrupa’nin en temel nitelikleri olan, ancak zamanin fani ruhuyla birlikte yitirilen demokratik degerlerin yeniden canlandirilmasina yönelik çabalari tartisiyor. Riemen, kültür ve egitim “insan ruhunu yetistirme” amacina hizmet etmedikçe, bir degerler sistemi olarak fasizmin asla yok olmayacagini, belli araliklarla tekrar saldiracagini vurguluyor.

Öznel düsünceden yoksun kitle insaninin, bütün siradanligiyla kitsch toplumunun ve üniversitelerin fikir insanlari yerine piyasaya “eleman” yetistiren niteliksiz kurumlara dönüsmesinin fasizmin yükselisindeki etkin rolünü öykülestirerek, akici ve anlasilir bir dille anlatan kitap, siyaseti edebiyat ve felsefeyle düsünmek isteyen okurlar için essiz analizler sunuyor.

Siyaset dünyasinda popülizm ve fasizm tartismalari hiz kesmeden sürerken Riemen bu tür siyaset yapma biçimlerinin uyandirdigi genis çapli hinç, yabanci düsmanligi, korku ve nefret duygularina karsi evrensel Iyinin yeniden hatirlanmasi gerektigini savunuyor. Nietzsche’den Spinoza’ya, Paul Valéry’den Thomas Mann’a genis bir dizi felsefi ve edebi kaynaktan beslenen bu çalisma, mevcut dünya düzenini anlamak ve alternatifler üzerine düsünmek isteyen herkesin okumasi gereken güncel bir analiz.

Toplumumuz süphesiz ki derin bir kültürel krizin içinde. Artik müsterek manevi degerlerimiz nelerdir bilmiyoruz; egitim artik kisinin kendini gelistirmesine ve ahlaki ögrenmeye olanak tanimiyor; uygarligin tüm ilkelerine temel olusturan asli sorulara artik nasil cevap verecegimizi bilmiyoruz. Kültürel ve ahlaki temellerden yoksun, demagojiden kolayca etkilenmeye müsait, hinç ve korkuya bogulmus oldugu için nihilist olarak adlandirabilecegimiz bu toplumda siyaset, iktidarlarini korumak ve büyütmekten baska hiçbir güdüsü olmayan kiskirtici aktörlerin isidir.