R. G. Collingwood'un Din Felsefesi

Tarih felsefesi üzerine yaptigi çalismalarla bilinen Collingwood'un din ve din felsefesine dair görüsleri neredeyse hiç bilinmez. Ona göre din, en temelde hakikat arayisina girmektir. Bu arayisin kesfettigi ve kesfedebilecegi hakikatse, gözlerden irak bir sekilde sembolizmin -“kutsal sandiginda” saklanan bir hakikattir.
Biz benzetmeleri görürüz ama hakikati görmeyiz. Sadece hakikatin orada oldugunu biliriz ve onun varligi, benzetmelerin güzelligini kutsalliga dönüstürür. Ne ki bu kutsallik, salt bir sembolün mülkü oldugu ölçüde din daima putperestlik ve hurafe unsurunu bünyesinde tasiyacaktir. Aslina bakilirsa, din, hurafe ve putlari yikma, sözün ardinda sakli olan gerçek anlama ulasma ebedi çabasindan ibarettir. Eksiklikleri, hatta fanatizm potansiyelinden dolayi tehlikelerine ragmen, tüm dinler insanlari bir arada tutar ve dinin vazgeçilmez toplumsal bir rolü vardir; din, bu rolü oynamaya da devam edecektir. Çünkü din insanlarin dostane sekilde birlikte yasamalarini saglar. Bu baglamda, bir cümleyle söylersek, Collingwood'a göre, din felsefesi, düzenli bilgiler toplulugu anlaminda din biliminin felsefesidir.