Etten kemikten varliklar olarak hepimiz uzayda bir yer isgal ederiz. Dahasi, farkinda olsak da olmasak da, içinde bulundugumuz mekani birçok yönüyle zihnimize kaydeder ve hareketlerimizi ona göre ayarlariz. Nesnelerin yerini belirleme, sinirlarini algilayarak onlari birbirinden ayirt etme, mesafe ölçme, kendi konumumuzun farkina varma bunlar hep mekan algimizla ilgili vazgeçilmez becerilerdir. Peki beyin bunlari nasil yapar?
Jennifer Groh, beynin mekan algisiyla ilgili mekanizmalarinin ne kadar incelikli oldugunu, en basit bir tespitin bile mikroskobik ölçekte ne kadar karmasik faaliyetler içerdigini gözler önüne seriyor. Ayrica mekan algisinin beynin çok farkli islevleriyle nasil iç içe geçtigini; görme, isitme ve dokunma duyularinin yani sira bellegin ve farkindaligin mekan algisiyla iliskisini ilginç ve yaratici deneyler araciligiyla açikliyor.
Bana göre bilimdeki en ilgi çekici sorun, nöral atesleme örüntülerinin düsünceyi nasil olusturdugu sorunudur. Düsünme, tahayyül etme, muhakeme, endiselenme, arzulama, planlama ve karar vermeden olusan o zengin zihinsel hayatimizin, beyin içindeki mikroskobik hücrelerin olusturdugu elektrik sinyallerinde nasil vücut buldugunu hep ögrenmek istemisimdir. Bu kitap bunun cevabini vermiyor ama güçlü bir analoji sunuyor : Beynin ölçebildigimiz seylerle (duyusal uyaranlar gibi) ilgili bilgiyi nasil isledigini kavrayabilirsek, ölçemedigimiz seyleri (fikirler gibi) nasil isledigini anlayabiliriz belki.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade