Egemen “beyaz adam”in dünyasinda farkli renkte/dilde/dinde/bedende olmak, ayni zamanda; baski, yok sayilma, dislanma, ayrimcilik, ötekilestirilme gibi uygulamalarin da temelidir. Asirlar öncesinden günümüze, milyonlarca insan renklerinden, dinlerinden, dillerinden, bedenlerinden dolayi katliamlara/ötekilestirilmelere maruz kalmislardir.
Iktidari elinde tutan egemen güç, kendisi gibi olmayan, kendisi gibi düsünmeyen/yasamayan herkese uygulamis oldugu bu muameleyi “oryantalist” bir bakis ile mesrulastirmaya çalismistir. Bu uygulamalar, “beyaz adam”in tarihine “kara” lekeler olarak geçmistir.
Bugüne gelindiginde milyonlarca insan; irkindan, dilinden, dininden, renginden farkli bir sekilde, fizikî görünümünden dolayi da yok sayilmakta, ayrimciliga ugramakta, ötekilestirilmektedir. Elleri/kollari/bacaklari olmayan, görmeyen, konusamayan, duymayan, algilamakta zorlanan; “yeni dünyanin zencileri”; kimi kavramlarla ifade edildigi gibi “sakatlar”, “özürlüler”, “engelliler”dir.
Ayrimciliga karsi olmak, ayni zamanda bir durusu da beraberinde getirmektedir. Ayrimci bakis açisi aslinda bedenler üzerinden yürütülen bir iktidar savasidir. Digerinin ötekilestirilmesi irkçilik anlayisinin farkli bir yansimasidir. “Insan haklari hareketinin belki de baslangici, insanin insanilestirilmesi, insanlastirilmasidir”. Insan haklari için mücadele “herkesin farkli ve herkesin esit oldugu”na inanmaktan geçer. Engelli bireylerin toplum içine çikamadigi ve esit yurttaslar olamadigi yerlerde, liberal anlamda hak ve özgürlüklerden bahsetmek imkânsiz hale gelmektedir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade