Yine Hala

Jacques Lacan, arzu ile bilgi arasindaki iliskiyi odagina aldigi bu seminer boyunca, beden ve cinsel iliski, ruh ve ask, erkekle karsitligi içinde kadin, Öteki ve Tanri gibi önemli konu basliklarini kendine özgü düsünce tarzi ve üslubuyla irdeliyor. Aristoteles’ten Marx’a çesitli düsünürlerle, dinle, matematikle ve elbette Freud’un teorisiyle tartisarak ilerleyen metinde, felsefeyle hesaplasirken, elestirmekten geri durmadigi bilimsel söylem ile psikanaliz arasindaki iliskiye dair ipuçlari da veriyor.

Analitik söylemin ancak “cinsel iliski yoktur” sözcesi üzerinde ayakta durdugunu söyleyen Lacan, özne olarak degil de “konusan varlik” olarak her birimizde cinsel iliskiden sürgünümüzün izini birakan karsilasmalarin pesine düsüyor ve soruyor: “Varligin ancak birbirini iskalayarak ayakta duran bir seye dönüsmesine neden olan sey, varliga ask yoluyla yaklasmakta ortaya çikmaz mi?”