Bendeniz James Joyce

Memleketin kimine göre en güzel, kimine göre en karanlik zamanlari olan Gezi Direnisi günlerinde James Joyce, Taksim'de ne yapiyor olabilir? Edebiyat tarihinin en önemli yazarlarindan biri bugünlerde karsiniza çiksa ne hissedersiniz? On yillar evvel hayatini kaybeden taninmis bir yazar, çevirmeniyle karsilasirsa sohbetin konusu yalniz edebiyat mi olur dersiniz? Yahu bunlar çapulcu mu sahiden? Yani böyle bir sey olabilir mi?
 
Benden'iz James Joyce dünya edebiyatinin en önemli yazarlarindan biri olan James Joyce'u ve eserlerini daha iyi anlamak, hatta onunla arkadas olmak isteyenler için bir imkân sunuyor okurlara. Fuat Sevimay’in kaleminden gizemli, komik ve tanidik bir roman.
 
“Su sana Istanbul’da anlattiklarimla ilgili makaleler yaz demistim ya. Aslinda onlari toparlayip romana çevirsen. Yazarin çevirmene, çevirmenin okura, okurun kitaba dönüstügü bir sey.
 
Ne dedi o? Yok canim. Beni kafakola aliyor. Hayir, hayir. Ciddi. Tüm bunlari ben yapacagim. Yüzümdeki gülümseme orman yangini gibi yayiliyor
 
“Harbi mi baba? Yapabilir miyim?
 
“Eti kemiginden siyirmak için biçak gerek, senin biçagin da dilin. Türkçe.
 
Doguya baktim, safak söküyor. Istanbul oralarda bir yerlerde. Bir an önce zamanima, evime dönüp baslasam. Zor ama içinden çikilmaz degil. Denemeli. Peyderpey hallederim. Joyce hâlimin farkinda. Bir sey söylemeli. Hissediyor.
 
“Merak etme. Ben sana yardimci olurum.”